Uzun bir süredir her şeyin bütün aksiliklerin olmaz dediklerimin üst üste geldiği bir dönemden geçiyordum elimi ayağımı iyice çekmiştim blogumdan motivasyonumu kaybetmiştim. Neyse ki üstüne gitmek yerine akışa bırakınca, akışta olunca bazı şeyler kendiliğinden düzeldi.(Bu konu ile ilgili bir yazı yazmayı düşünüyorum.) Hatta öyle ki akışta kalınca bazı şeyler siz onu düşünmeden üstüne gitmeden kendinizi yıpratmadan ıstırap çekmeden bile düzelebiliyor. Harici belleğimi güya -tesadüfen-bulup bütün özelimin de olduğu ondaki fotoğrafların bir kısmını kurtarmam gibi :)
Bu sebeple son zamanlarda ülkede olanları da içine katarsak bu içinden geçtiğim yıpratıcı süreçte ne yaptım neler yapmadım konusunda size de yardımcı olması açısından bloguma yeni bir köşe eklemeye karar verdim. Dönüp baktığımda kendim için de faydalı bir rehber ya da günlük gibi olsun istiyorum amacım sevgi ilgi dilenmek değil.Hep mağduru hep de haklıyı oynamayı kurban psikolojisinde olmayı ayırt edebiliyorum artık. Neler okudum neler dinledim ne gibi süreçlerden geçtim hepsinden bahsedeceğim. Sosyal medyanın İnternetin ömründen şüpheliyim aslında bu ülkede ancak yaşadığımız an şu an onu zamanı geldiğinde düşünürüz artık.
O zaman güzel bir yazıyı aşağıya bırakıyorum :)
En Büyük Hatamın Öğrettiği 7 Şey
Bir insan
istenmeyen, zor zamanlardan geçerken, daha öncesinde var olan o duygusal
sükunet ortamını arar ve özler. Büyük acılar içerisinde ‘bu neden benim başıma
geldi ki?’ diye kendisini yer bitirir insan, sanki bir parçasını da o zor
zamanlarda yitirmiş, benliğinden bir şeyler kopmuş ve dünya ile bağlarını
koparmış gibi hisseder. Kafası karışmış, tuhaf bir hal içerisinde, acının sahip
olduğu iyileştirici tarafı
göremez.
Hayat
boyunca karşılaştığınız bu zorluklar iki şeye sebep olabilir: ya batarsınız ya da
çıkarsınız. Eğer ikincisi olursa, öncesinden daha güçlü olarak yeniden
doğarsınız. Manevi inanışlara veya karmaya inanıp inanmamanızın bir önemi yok.
Buradaki esas mesele çok daha pragmatik ve tartışılmaz bir gerçeği ortaya
koymaktadır: sizi siz yapan yaşadıklarınızdır!
Yalnızca hem
fiziksel hem de zihinsel olarak yoğun bir şekilde yaşadığımız olaylar, daha
öncesinde hiç olmayacak şekilde, kendimizi ve hayatımızı sorgulamamız ile
sonuçlanır. Bu
olaylar her zaman başımıza gelebilir. Bir başkasının başına geldiği zaman,
örneğin bir arkadaş veya komşu gibi, dışarıdan bakan bir göz olarak neler
olduğunu çok rahatlıkla görebilirken, mevzu bahis biz olduğumuzda, bu tür
olaylardan oldukça etkilenir ve acı çekeriz.
“Önemli olan
düştükten sonra ne zaman ayağa kalktığındır” ve “her zaman hatalarından ders al” gibi
cümleleri sık sık duyarız. Bu yaklaşımlar, hem bizim hem de çevremizdekilerin
tecrübe ettiği bir çok değişimin ve değişikliğin temelini oluşturur.
Keşke zor zamanlardan geçmek
zorunda olmadan yaşamımızdaki her şeyin farkına varıp kıymetini bilebilsek ama
ne yazık ki hayatın nasıl yaşanacağına dair ne bir kitapçık ne de bir
tarif var. Her ne kadar kendi gerçeklerimizi kendimiz yaratıyor olsak
da, sürekli olarak değişim içerisinde olan bir dünyada yaşıyoruz.
En akıllı
insanlar, bu tür değişimleri kabul edenlerdir: “En güçlü olan değil,
değişikliğe en iyi şekilde ayak uyduran hayatta kalır” sözünü duymuşsunuzdur.
Bir değişimden önce her zaman için deneyip yanıldığımız, kafamızın karıştığı ve
en sonunda öğrendiğimiz bir gerçek vardır.
"Doğrulardan’ daha ziyade yanlışlardan öğrendim:Hayatta
yaptığınız bazı hataları düşünün. “En kötü” olduğunu düşündüğünüzü
seçin. Bu hatanın size öğrettiği dersin değeri hakkında hiç düşündünüz mü?
Sizi neyden özgür kıldığını hiç düşündünüz mü? Veya her ne kadar bir hata
yapmış olsanız da, bunun sizin değer ve yargılar sisteminize nasıl bir etkisi
olduğunu hiç düşündünüz mü?"
En büyük hatam bana şunu öğretti:
1. Hayat sizi hem iyi hem de kötü
şekilde şaşırtabilir: Ne
zaman geleceği belli olmayan zor zamanlara karşı hazırlıklı olmanız gerekir. Bu
zamanları kendi başınıza aşmak kadar tatmin edici bir şey yoktur.
2. Aldığınız bütün duygusal desteklerin
hepsinin bir anlamı olmayabilir. Nihayetinde nicelik değil, nitelik önemlidir: Zor bir durumda kapana
kısılmış olduğunuza veya duygusal bir çıkmazda kaldığınıza inandığınızda,
dikkatli olmak önem arz eder. Bu tür durumlarda her önünüze gelenden yardım
istemek yerine, fikirleri ile size yardımcı olacağını bildiğiniz, farklı bir
bakış açısını sunabilecek birine danışmak daha faydalı olacaktır.
3. Kendinizi ve başkalarını gerçekten
kötü zamanlarda tanırsınız: Biri ile beraber yaşayana dek, o insanı tanıyamayacağımızı söyleyenler olmuştur. Ama ekonomik, sosyal ve duygusal sorunları olan insanlar
da kendileri ile ilgili birçok şey söyleyebilirler aslında. Sizin hayalinizin
erkeğinin aslında o kadar da cesur biri olmadığı, size çok önem verdiğini
birçok kez söylemiş olan bir dostun ise hiç öyle biri olmadığı anlaşılabilir.
Bu ilişkileri sonlandırmamız
gerektiğini söylemiyoruz, sadece artık eskisi gibi o kadar yakın olmamanız
gerektiğini ifade etmeye çalışıyoruz.
4. Bazı insanların kayıtsız bir şekilde
nasıl yaşadıklarını görünce, başkaları için hissettiğimiz sadakat, duyarlılık
ve tutkuya daha çok önem veririz: Çevrenizdeki insanları hafife almak o kadar
kolay ki. Sadece zora düştüğümüz zaman onların kıymetini anlayabiliyoruz.
Dürüst ve özel insanların kıymeti, onlar ile geçirdiğiniz zaman ile değil, size
karşı göstermiş oldukları dürüstlük ve iyilik emareleri ile belli olur.
5. Her şey geçer, her şey değişir,
hiçbir şey kalıcı değildir: Göründüğü kadar acı çektiren, ıstırap veren bir acı ya da hayal
kırıklığı zaman içerisinde daha katlanır bir hal alır ve en nihayetinde
unutulur gider. Kendi ilkeleriniz ile hareket ettiğinizde, bu değerler gelecek
için daha sağlam temeller üzerine kurulacaktır. O zaman da acı, daha anlayışlı
bir biçimde ele alınıp, günlük hayatımızın bir parçası haline gelecektir.
6. Hataların üstesinden gelinebilir,
ancak hayal kırıklığının geri dönüşü yoktur: Hatalardan ders alınıp, üstesinden gelinebilir.
Sizi hayal kırıklığına uğratan insanı unutabilirsiniz ama size
hissettirdiklerini asla unutamazsınız. Belki de gerçek olmayan bir şeyi
bitirmenin en iyi yolu da budur.
7. Öğrendiğim her şey sayesinde, daha
iyi bir insanım: Hayatım
boyunca öğrendiğim her şey sayesinde, artık yeni ve farklı biriyim. Ne daha az
duyarlıyım, ne de daha masum veya daha keskin zekalı. Ben, artık sadece bazı
şeyleri daha net görebilen, kendi kendine yetebilen ve beni ilgilendirmeyen
şeylere dikkat etmeyen biri oldum. Ben, sadece beni mutlu eden işlere yönelen
ve tutkunu olduğum hislerin peşinden giden bir birey oldum.
Hatalarımın tatlı-acısı beni başkalarına hazırladı:Her şeyi
kontrol altında tuttuklarını düşünseler ve buna inansalar da, her insan hayatı
boyunca binlerce kez hata yapacaktır, bundan kimsenin kaçışı yoktur. Hata yapmak, bir insan olarak
büyümemizin ve gelişmemizin temel bir parçasıdır.
Yine de,
hatalarımızdan ders alırsak, bir sonraki sefer yaptığımız başka bir hatadan
dönüşümüz daha kolay olur. Kendimizi daha çabuk toparlarız. Eğer hayatta hiç hatamız yoksa, eğer
hiçbir zorluk ile karşılaşmamışsak, yaşadığımız hayat çok bayat olur.
FACEBOOK II
TWİTTER II
İNSTAGRAM II
PİNTEREST II
GOOGLE+